Istanbul'dan suç manzaralari... Suçun perdeledigi yasamlar... Katillerin ardindaki insanlar. Siradan olanin gerisindeki gizem. ülkenin gerçek bir panaromasi. Karakterler labirenti... Baskomser Nevzat'la, varoslardan villalara, batakhanelerden sanat çevrelerine yaptigimiz heyecan yüklü bir yolculuk. Trajik oldugu kadar komik, komik oldugu kadar kederli vakalar. Bize, bizi anlatan ironik Öyküler. "Cinayetin islendigi resim atÖlyesi bir korku filmi setini andiriyordu. Yüksek bir tavan, Ölü yüzü gibi bembeyaz duvarlar, bordo renkli kadife perdelerle kaplanmis üç dar pencere. Pencerelerin hemen Önünde duran cevizden yapilma tabutun içinde, uzun saçli, ilk bakista kiz mi erkek mi oldugu anlasilmayan bir ceset yatiyordu. Bütün bedenini kaplayan siyah pelerinin kalp hizasinda kol saatinin kadrani büyüklügünde bir delik vardi. Tuhaftir, deligin etrafinda fazla kan lekesi yoktu. Cesedin kalbinden çikartildigini sandigimiz, heykeltiraslarin kullandigi türden, ucu kanli, yirmi santim uzunlugundaki bir keski, tabut ile üzerinde tamamlanmamis bir resmin bulundugu sÖvalenin arasinda, yerde duruyordu. Tabutun basinda saçi sakali birbirine karismis bir adam, agzini her açtiginda alkol kokulari yayarak, 'Karanliklar Prensi Öldü... Karanliklar Prensi Öldü,' diye dÖvünüp duruyordu. (Tanitim Bülteninden) - from Amzon